Sahil Bulvarı No:19 Pendik İSTANBUL | +90 216 390 94 34 +90 538 978 36 86 | pendikybm@gmail.com
Parkinson Hastalığı ilk kez 1817 yılında James Parkinson isimli bir İngiliz doktor tarafından tanımlanmıştır. Başlangıç yaşı ortalama 60’tır ve görülme sıklığı yaşla birlikte artar. Hastaların % 5 kadarında 40 yaşın altında başlar. Bu gruba “genç başlangıçlı Parkinson” deniliyor. Hastaların büyük çoğunluğu, genelde ileri yaşlarda başlayan ve ailesel olmayan “sporadik” denilen gruptalar. Küçük yaşta başlamış olan hastalığın genetik olma olasılığı daha yüksektir.
Beyin sapı bölgesinde bulunan, substansiya nigra (siyah çekirdek) isimli bir hücre grubunda yavaş olarak ilerleyen hücre ölümü ve dejenerasyon olmasıyla karakterizedir. Bu hücrelerdeki seçici-ilerleyici kayıp ve dejenerasyonun sebebi henüz bilinmiyor, ancak hastalık daha çok kırsal kesimde yaşayanlarda ve kuyu suyu kullananlarda görülüyor. Tarım ilaçlarının bir etkisi olabileceği düşünülmektedir.
Siyah çekirdekteki hücre grubu “dopamin” denilen bir kimyasal maddeyi üretir. Dopamin, hareketlerimizin başlatılmasını, akıcı ve ahenkli olmasını sağlar. Parkinson hastalığında siyah çekirdekteki hücrelerin azalması sonucunda dopamin eksikliği olmakta ve bu nedenle hastalığın belirtileri ortaya çıkmaktadır.
Parkinson hastalığı diyebilmek için bu dört belirtinin hepsinin birden olması gerekmemekte. Bu belirtiden ikisi bulunduğunda tanı konulmaktadır.
Monoton, alçak sesle, zor anlaşılır biçimde konuşma. Bazen hecelerin tekrarı. Yürüme bozukluğu: Bazen ani olarak hızlanma, istedikleri zaman duramama ve düşme . Kapı eşikleri ve dar yerlerden geçerken kilitlenme. Yutma zorluğu, tansiyon düşmesi, salya akması, ayaklarda şişme, kabızlık, idrar yapma problemleri, cinsel fonksiyon bozuklukları, ciltte yağlanma artması-pullanma, aşırı terleme, görmeyle ilgili problemler, ağrılar, depresyon, unutkanlık – bunama gibi belirtiler de görülebilmektedir.
Parkinson hastalığına benzeyen ve onunla karışabilen “parkinsonizm” tabloları da vardır. Bunlar:
İlaç Tedavisi: Ana prensip beyinde yetersiz üretilen dopamini yerine koymaktır. Bunun için, beyinde dopamin üreten hücreler tarafından dopamine dönüştürülen “levodopa” isimli bir madde kullanılmaktadır. Yıllar içinde yapılan gözlemler sonrasında, uzun yıllar levodopa kullanan -özellikle genç- hastalarda bazı problemler ortaya çıktığı görülmüştür; Tedaviye başlandıktan dört beş yıl kadar sonra hastaların yaklaşık yarısında levodopanın etki süresi kısalıp, daha önceleri yeterli gelen ilaç sıklığı yeterli gelmemekte ve hastalar bir sonraki ilaçlarını alma zamanına yakın ilacın etkisinin geçtiğini fark etmekteler. Buna “açılma-kapanma dönemleri” veya “motor dalgalanmalar” denilmekte. Hastalarda kollar, bacaklar, gövdede kıvrılma, bükülme, kasılma ve atma şeklinde istem dışı hareketler de ortaya çıkabilmekte veya yeterli dozda alınmasına rağmen ilaç zaman zaman hiç etki etmemektedir. Bu nedenle genç hastalarda levodopa başlanmasını mümkün olduğunca geciktirmek gerekmektedir.
Genç yaştaki hastalarda öncelikle başlanması tercih edilen “dopamin agonistleri” denen bir grup ilaç daha vardır. Bu ilaçlar, beyin hücrelerindeki dopamin bağlanma bölgelerine bağlanarak, onun etkilerini yaparlar.
Genç ve titremesi fazla olan hastalarda antikolinerjikler denen ilaçlar da kullanılabilmektedir. Yaşlılarda bellekle ilgili problemler yaratabilmeleri nedeniyle tercih edilmiyorlar.
Beyindeki dopamin miktarını çeşitli mekanizmalarla arttırarak etki eden ve “enzim inhibitörleri” denen bir grup ilaç daha kullanılmaktadır.
Ayrıca hastalarda görülebilen depresyon, uykusuzluk, hayaller (halüsinasyonlar), hezeyanlar (varsanılar), bunama, kabızlık gibi diğer belirti ve bulgular için de bunlara yönelik ilaçlar kullanılabilmektedir.
Cerrahi Tedavi: Parkinson hastalığında tedavi öncelikle ilaçlarla yapılmaktadır. Cerrahi tedavi tüm hastalar için uygun bir yöntem değildir. Tedaviye yeterli yanıt alınamayan bazı belirtiler için veya levodopanın uzun süreli kullanımı nedeniyle ortaya çıkabilen motor dalgalanmalar ve istemsiz hareketler gibi durumlarda cerrahi tedavi düşünülebilmektedir. Cerrahi girişim yapılabilmesi için hastada olmaması gereken bazı koşullar bulunmaktadır. Hastayı takip eden nöroloji uzmanı gerekli gördüğünde cerrahi tedaviye karar vererek, beyin cerrahisi bölümüyle işbirliği yapmaktadır.
Parkinson hastalığında dopamin eksikliği nedeniyle beyinde bazı bölgeler fazla çalışmakta. Bu cerrahi yöntemlerle de fazla çalışan bölgeler daha az çalışır hale getirilmektedir. Bu amaçla “yakma (destrüktif) cerrahisi” veya “pil takma cerrahisi (Derin beyin stimülasyonu)” olarak iki yöntem kullanılmaktadır.
Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite ve egzersizin kas sertliği ve hareket yavaşlığı üzerine olumlu etkileri vardır. Kaslar ve eklemlerin işlevlerini daha iyi sürdürebilmelerini sağlarlar. Uzun süreli, yorucu olması gerekmemektedir. Yürüyüş, yüzme ya da diğer spor aktiviteleri önerilebilir.
© PENDİK AKBAL YAŞLI BAKIM MERKEZİ | Tüm Hakları Saklıdır.